Müminin Misali

Hz. Rasul-i Ekrem cevamiu’l-kelimdir…

“Ben cevamiu’l-kelim olarak gönderildim.” buyurmuştur. (Buhari)

Az söz ile çok zengin anlamlar taşıyan edebi vecizelerde bulunmuştur… O (sav) sunumlarında teşbih, mecaz gibi edebi anlatım sanatını kullanmıştır… Sözün sultanı temsili anlatım yöntemi ile aklı selim ve kalbi selim sahiplerini harekete geçirmiştir…

Bu yazımızda o güzeller güzelinin dilinden terennüm eden beş hadislik bir seçkiyi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Nebevi gözle mümin şahsiyetin portresi…

Bir… “Müminin misali hurma ağacına benzer. Allah’ın izni ile meyvesi sürekli yenir, yaprakları dökülmez.” (Tirmizi)

Hurma ağacı serada, saksıda yetişen bir ağaç değildir… Sahada ve sahrada yetişir… En zor şartlarda, en çetin iklimlerde meyve verir… Meyvesi mevsimlik, sezonluk değil tüm zamanların vazgeçilmezidir…

Ağacı sağlam, görüntüsü gönül açıcı, meyvesi alabildiğine besleyicidir… En güzel hayır kapısıdır hurma…

“Yarım hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyunuz.” buyuruyor Efendimiz…

Mümin hurma ağacı misali kesintisiz besin ve esin kaynağıdır… Mümin Allah’ın yeryüzüne insanlığın istifadesi için sunduğu ihsan ve ikramdır… İyiliğin adresi iman eden insandır… İnsanlığın yüreği ve vicdanı Allah’ın salih kullarıdır…

İki… “Müminin misali bal arısı gibidir. Temiz olan şeyleri yer, temiz olan şeyleri ortaya koyar, temiz yerlere konar ve konduğu yeri ne kırar ne de incitir.” (Ahmed b. Hanbel- Müsned)

Arıda kusursuz bir işçilik görürsünüz… Muhteşem bir disiplin, güzel bir iş dağılımı ve akıllara durgunluk verecek bir organizasyon karşınıza çıkar… İnsicam ve intizamın ihtişamını arılar dünyasında gözlemlemek mümkün… Helal ve temiz ürün… Kaliteye diyecek yok… Şifa deposu bal…

Her mümin arı hassasiyeti ile çalışmak, üretmek ve faydalı olmak sorumluluğu altındadır… Mazlum ve mahsun gönüllere şifa sunmak istiyorsak, aralıksız arı gibi çırpınmak zorundayız…

Arı gibi çalışalım ki gönüllere bal aksın… Sivrisineklerin vızıltısını es geçin… Siz tek çiçekten değil her çiçekten nasiplenmeye bakın…

Üç… “Mümin güzel koku satan kimseye benzer. Onunla otursan sana faydası olur, beraber iş yaparsan yine sana faydası olur.” (Taberani)

Güzel koku gibi güzelliler saçmak…

Kozmetik, sentetik kokular değil… Cennet tubası tadında doyumsuz kokuların adresi olmamız gerekiyor… Mümin cazibe merkezidir… Sözü, sohbeti daralan ruhları ferahlatır… Müminin rayihası hoştur, huzurdur, mahza hayırdır…

Kokuşmuş bir dünyanın kirliliklerinden kurtulmak, cennet kokularına vasıl olmak istiyorsak etrafımıza güzellikler sunmak zorundayız…

Şayet Yusuf olabilirsek güzel kokumuzu ulaşması gereken yerlere Allah ulaştırır… Yusuf’un kokusunu Yakub’a ulaştıran Allah’tır…

Dört… “Müminin misali saf altın parçasına benzer. Sahibi onu ateşe tutsa dahi özelliğini kaybetmez ve ağırlığı eksilmez.” (Ahmed – Müsned)

Evet, mümin kalite demektir… Hiçbir olumsuzluğun bozamayacağı kalite… Tüm kirliliklere, çirkinliklere, çilelere rağmen ayarı, duruşu, çizgisi bozulmayan kul…

Her müminde altın potansiyeli vardır, işlemek gerekiyor… Cevherimizi ustalıkla işledikçe mücevherlerimiz ortaya çıkacaktır…

Kur’an’ın altın neslini ince ince işleyecek usta eller lazım…

Kabiliyetlerimizi harekete geçirmeden arzın ihyasına, neslin ıslahına muvaffak olamayız…

Altının sarısı, gümüşün beyazı bizi baştan çıkarmasın… Fıtratımızda saklı olan güzellikleri işleyelim ki, kıymetimiz ortaya çıksın…

Beş… “Mümin yeşil ekine benzer. Rüzgârla eğilir (fakat yıkılmaz). Rüzgâr sakinleştiğinde yine doğrulur. İşte mümin de böyledir; o da bela ve musibetler sebebiyle eğilir ( fakat yıkılmaz).”( Buhari)

Ekin berekettir… Bir tane, yedi başak; her başakta bakarsınız yüz tane… Bire yedi yüz… Her iklime dayanıklıdır… Ekinde tevazu ve vakar birliktedir… Sarsılır ama savrulmaz…

Nebevi perspektifte müminin duruşu… Kimliği ve kararlılığı…

Şimdi Efendimizin sunduğu bu pencereden bakarak her birimiz bu kategorilerden hangisine düşüyoruz acaba?

Hurma mıyız? Arı mıyız? Güzel koku muyuz? Altın mıyız? Ekin miyiz? Yoksa…?!