Şam Ehlinin Sevinci Bizim Sevincimizdir
Ah ahir zaman…
Doğru ile yanlışın, hak ile batılın iç içe geçtiği bulanık zaman…
Bu bulanıklık nicelerini kardeşlerinin zulümden kurtuluşuna sevinmekten alıkoyuyor, nicelerini zulme kör kılıp zalimin yanında saf tutturuyor.
Suriye halkına altmış bir yıldır zulmün dibini yaşatmış Baas rejiminin devrildiği mutlu günleri yaşıyoruz. Son on üç yılda bir milyonu katledilmiş, milyonlarcası yurdunu terk etmeye mecbur edilmiş, yüz binlercesi en alçak işkencelerin mekânı olan zindanlara tıkılmış Suriye halkının özgürlük coşkusunu yaşadığı günlere şahitlik ediyoruz.
Heyhat ki yüksek firaset (!) sahibi bazı nasipsizler bu sevinci dahi yaşayamıyorlar… Gelecek teorilerinin kaygılarıyla bugünü göremeyen yüksek basiret (!) sahipleri…
Tabii ki İslam coğrafyası üzerinde kurulan oyunları, Kaddafi’den sonra Libya’nın, Saddam’dan sonra Irak’ın yaşadıkları görmezden gelinemez… Ancak Esat rejiminin varlığıyla aynı tabloyu Suriye’ye yaşattığı da görmezden gelinemez…
Bugün hala on binlercesine ulaşılmaya çalışılan yedi kat yerin dibinde onlarca yıldır güneş görmeden ölüme mahkûm edilmiş mazlumların, ırzı kirletilmiş Müslüman kadınların kurtarıldığı Sednaya Hapishanesi görmezden gelinemez…
Dokuz yıldır kayıp olan, Halid Meşal’in yakın arkadaşı El Kassam tugayları komutanı Memun el Culadi’nin ve birçok El Kassam mücahidinin, “Direniş (!) Ekseninin parçası olan Esed rejiminin zindanlarında bulunmasının ortaya çıkardığı “direniş ekseni” yalanı görmezden gelinemez!
Tabii ki bu coğrafya üzerinde küresel emperyalizmin bir hesabı var… Katil Amerika’nın, soykırımcı İsrail’in ve diğerlerinin tabii ki olup bitenler üzerinde kurduğu tuzakları var…
Fakat unutulmamalıdır ki Suriye’de on yıldır direnişini sürdüren o toprağın yiğit evlatlarının da bir hesabı var… Ve bu yiğitlerin cihatlarındaki vahdet ve fetihlerindeki merhametleri, yaklaşımlarındaki itidalleri, yaşanan tecrübelerden büyük dersler çıkardıklarının en açık delilidir.
Elbette Türkiye’nin de bir hesabı var.
Her şeyin ötesinde Yüce Allah’ın da bir hesabı var. Ve “Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır”[1]
O (c.c.) buyuruyor ki;
“Doğrusu Firavun (bulunduğu) yerde büyüklenmiş ve oranın ahalisini gruplara ayırmıştı. Onlardan bir kitleyi zayıf düşürüyor, onların oğullarını öldürüp kadınlarını sağ bırakıyordu. Çünkü o bozgunculardandı.
Bizse o yerde zayıf düşürülenlere lütfetmek, onları önderler yapmak ve onları mirasçılar kılmak istiyorduk.
Ve onları o yerde iktidar sahibi kılmak; Firavun’a, Hâmân’a ve askerlerine, onlardan (sakınmakta oldukları şeyi göstermek (istiyorduk).”[2]
Gazze cihadı tüm berraklığıyla gösteriyor ki, murad-ı ilahi kutlu bir cihad üzerinden gerçekleşecektir.
Bugünü göremeyen yüksek öngörü sahipleri (!) ne görüyor bilemiyorum ama ben bu işin sonunda Allah’ın izniyle Kudüs’ün fethini görüyorum.
Evet, ahir zamandayız ve beni, akl-ı evvellerin komplo teorileri değil, Allah Resulü’nün (sav) bugünlere dair verdiği haberler ilgilendiriyor.
Seleme bin Nufeyl’den (ra)… Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
“Savaş vakti şimdi geldi. Ümmetimden bir taife insanlar üzerinde muzaffer olmaya devam edecektir. Allah-u Teâlâ bu taifeyle birçok toplulukların gönüllerini yüceltecek de onlar bu sebeple Allah’ın düşmanlarıyla savaşacaklardır. Allah da onları bu hal üzere rızıklandıracaktır. Mü’minlerin diyarı Şam’dır.”[3]
İbni Havale’den (ra)… Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
“(Yakında) işler, sizin muhtelif ordulara ayrılmanız şeklinde olacaktır! Bir ordu Şam’da, bir ordu Yemen’de, bir ordu da Irak’ta olacaktır!”
İbni Havale (ra) şöyle dedi:
−Ey Allah’ın Rasulü! Eğer ben o zamana yetişecek olursam, benim için o yerlerden birini seç!
Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
−“Sana gereken Şam’a gitmektir! Kuşkusuz ki, Şam yeryüzünden Allah’ın en hayırlı yeridir. Kullarından en hayırlı olanları oraya seçer. Eğer Şam’a gitmekten çekinirseniz, Yemen’e gidiniz! (Oraya gittiğinizde) havuzlarınızdan içiniz! Kuşkusuz ki Allah, Şam ve Şam halkı hakkında bana teminat verdi.”[4]
O Kutlu Nebi’nin (sav) haberlerine göre, Beyt’ül Makdis’in eteklerinde başlayan bu kutlu cihad diyar-ı Şam’da yükselmeye devam edecektir.
Şam ehlinin sevincini bütün hücrelerimle paylaşıyorum. Onların sevinci bizim sevincimizdir. Yüce Rabbimden bu devrimi emperyalistlerin ve siyonistlerin tuzaklarını başlarına geçirecek bir inkılaba, en hayırlı sonuca ulaştırmasını niyaz ediyorum.
Ve son sözü merhum Aliya’ya bırakıyorum;
“Tarihi Allah yazar; biz sadece nerede duracağımıza karar veririz.”
[1] Enfal Suresi,30
[2] Kasas Suresi, 4,5,6
[3] Nesei 3563, İbni Hibban 7307, Taberani Mucemu’l-Kebir 6357, 6358, 6359, Ahmed bin Hanbel Müsned 4/104
[4] Ebu Davud 2483, İbni Hibban, Hakim, Tergib ve Terhib 6/87, 88