Yahudi ile Sınavımız

Neredeyse dört ayı buldu… Terör devleti, Siyonist İsrail’in sürdürdüğü kirli, kinli, kanlı, kahpe ve kalleşçe katliam… Bu cürmü irtikap edenler canavarlaşan bu mahlûklar işledikleri zulmü sıradanlaştırıp seri cinayetlerini sürdürüyor ve dünya kamuoyunun süreci kanıksamalarını ve alışmalarını bekliyorlar… Ancak unuttukları bir şey var… Aksa Tufanı ile birlikte Siyonizm’in dengesi ve tılsımı bozuldu… Taşlar yerinden oynadı… Oyun kurucular değişti… Yeni bir tarih yazılıyor… Bundan böyle tarihte, talihte bizden yana…
Bu süreçte yaşananlardan hareketle yeni bir değerlendirmeye, yeni bir duruşa ve yeni bir duyarlılığa ihtiyacımız var… Bu bağlamda şu dört konuyu yeniden çalışmamız gerektiğine inanıyorum…
Siyonist İsrail Devleti…
İçimizdeki İsraillileşenler..
Yahudileşme temayülü….
İsrailiyat…
Bir… Şu an yeryüzünde tüm insanlığı tehdit eden en ciddi musibet nedir, diye bir soru sorulacak olursa ilk aklıma gelen cevap; Siyonizm ve Emperyalizm olurdu.
Bu musibet sadece Filistin’e, Ortadoğu’ya, İslam Dünyasına yönelik değil, tüm insanlık türüne ve tarihine yönelik küresel bir tehdittir…
Evet, küresel kötülüğün örgütlü adresi bellidir; İsrail… Sadece askeri, siyasi boyutu ile değil, kültürel, bilimsel, düşünsel, sosyal, sanatsal, sanal, finansal ve saire… Akla gelebilecek insanoğlunun tüm yaşam alanlarında Siyonizm’in sinsi sömürüsü sisteminin nasıl işlediğini görebilmekteyiz…
Lobi entrika şantaj, kumpas, tuzak, hile, desise, ihanet insanlık tarihi boyunca Yahudilerin alameti farikası olarak tezahür etmemiş midir?
Dünden bugüne değişen bir şey yok… Yahudi cibilliyeti…
Dün peygamberlerin kanına doymayan İsrailoğullarının bugün Filistinlilerin kanlarıyla doyacağını ve duracağını mı sanıyoruz? Öyle ise çok safız…
İki; içimizdeki İsraillileşenler… Siyonist olmak veya Siyonizm’e hizmet etmek için İsrail vatandaşı veya Yahudi olmaya gerek yoktur… Aynı zamanda İsrail vatandaşı olup İsrail ordusunda askerlik yapanlardan bahsetmiyorum…
İsrail’den daha İsrailci Siyonist sevicilerden söz açmak istiyorum… İçimizdeki kripto İsraillilerden… İsrail lehine enformasyon savaşını sürdüren, algı operasyonlarını aralıksız cansiperane devam ettiren, piyon, uşak odaklar, mihraklar, iş birlikçi iktidarlar, hain sivil oluşumlara dikkat çekme derdindeyim…
Arap düşmanlığı üzerinden İslam’a nefret kusan Moiz Kohen mantalitesine vurgu yapmak ihtiyacı duyuyorum…
Üç; Yahudileşme Temayülü…
Yahudiliğe mensup olmadığı halde onlar gibi olma, onlara benzeme onların yaşam biçimine özenme, öykünme, ilgi gösterme… Siyasette, sosyal hayatta, ekonomide, medyada, kültürde, sanatta, ailede, eğitimde onlara imrenme, taklit etme hastalığı…
Yahudileşme temayülü gizli ve güçlüdür… Ortamını bulunca nükseder… Hatta şunu bile diyebiliriz: Yahudileşme süreci küresel ve zamanlar üstü bir inanç sorunudur…
Yahudileşme temayülü hakikati tahrif, dini tahribin örtülü gerçekleşme aşamalarıdır…
İtidalden çıkıp inhirafa sapmaktır…
İstikametten kopup istikbara batmaktır…
Evet, İslam’ın asli mecrasından uzaklaşıp din adına birçok sapkınlık ve azgınlığa açık hale gelmektir…
Belki daha net bir ifade ile dini dünyevileştirmektir, sekülerleştirmektir…
Unutmayalım ki, Yahudileşmek temayülü bu ümmetin kıyametidir… Bu sapma İsrail’in kendisinden daha büyük tehlike olarak üstümüze geliyor…
Yahudileşmekten korunabilirsek Yahudilerle başa çıkabiliriz…
Dört; İsrailiyat… İslami düşünce, anlayış ve yorumlarımıza yönelik diğer bir risk alanı İsrailiyattır…
Yahudi, Hıristiyan ve diğer dinlere ait kültür kalıntıları ile dinin gerek lehine gerek aleyhine söylenen Hz. Peygambere ve ashabına izafe edilen haber, kıssa ve hadiselere ‘İsrailiyat’ diyoruz.
Bu bilgileri filitrelemeden, Kur’an ve Sünnetin süzgecinden geçirmeden almamız doğru olmaz…
Dinde bulanıklığa, bir de hurafelerinin önünün açılmasına neden olur… İsrailiyat konusunda temkin, tenkit, tetkik ve tahkik gerekiyor… Ta ki bu sayede dini sahih bir zeminde temellendirmek mümkün olabilsin…